Bilenler bilir ama bilmeyenler için banka çalışanlarına danıştık, detaylarını öğrendik.
Herkesin bir miktar sinirini bozan bu durumun içinde bakın neyin parmağı var?
Bankalarda genel olarak 2 grup var. Bireysel ve ticari. İşin bir kısmı bununla başlıyor.
Bankalarda bireysel hesaplar olduğu gibi ticari yani şirket hesapları da olabiliyor. Bu, bankaların gözünde müşteriyi ayıran bir sistem. Yani siz, T.C. kimlik numaranız ile numara alıyorsanız bireysel müşteri statüsünde işlem yapacağınızı bildirmiş oluyorsunuz ve size verilen numara farklı oluyor.
Numaratöre vergi kimlik numaranızı girerseniz de bankalar, “Geldi bizim ticari hesap sahibi diyor.” ve size başka bir sıra numarası veriyor.
Bir de o bankanın müşterisi olmayanlar var. İşin en sinir bozucu tarafı da burası olabilir. Bu kişilere verilen numaralar da başka oluyor.
Ticari ve bireysel diye ayrıştırmak da yetmiyor. İşin içine hesap detaylarınız giriyor.
Devlet bankalarını bu durumdan hariç tutalım. Özel bankalar, müşterilerini kâr oranlarına göre ayırıyor. Siz, bankaya ne kazandırıyorsunuz?
Bankanın her ürününü kullansanız bile bunların hepsini sınırda kullanıyorsanız bankaya hiçbir kârınız olmuyor. Kâr elde etmediği müşteri ile kâr elde ettiği müşteri de bankalarda yapılan ayrımlar arasında.
Hesabında milyonlarca lirası olanla, asgari ücretle çalışan ve başka geliri olmayanların şartları, banka gözünde de eşit değil.
Hesabınıza yatırdığınız paralar, banka tarafından kullanıldığı için aslında ne kadar çok paranız varsa banka gözünde o kadar kıymetlisiniz. Paranın aynı bankada kalabilmesi ve bankanın bunu kullanmaya devam edebilmesi için de sıra numarasında ayrıcalık tanınıyor.
Yani bu da şu demek oluyor. Maaşınızı çekmeye gittiniz ve sizden sonra gelen birisi sizden önce işleme alındı. O kişi ya ticari bir firmanın yetkilisidir ya da bankada sizden azımsanmayacak kadar çok fazla parası vardır ve banka bundan kâr elde ediyordur.
Ticari firmalardan kâr elde etmeyen bankalar, neden yine de onlara öncelik tanıyabiliyor?
Bu duruma açık tabirle “idare etmek” denebilir. Mali açıdan güçlü bir firma düşünün. Bankada yüksek miktarlarda parası var ama banka bundan kâr elde etmiyor ama yine de ona öncelik tanıyor. Bunun sebepleri arasında o firmanın çevresini kullanmak yatıyor.
“X firması bu bankayı kullanıyor, biz de onu kullanalım.” gibi viral reklamlar bankaların işine geliyor. Bu duruma aslında çıkar ilişkisi de diyebiliriz.
Sadece fatura yatıracaksanız daha çok beklersiniz.
Yapacağınız işlem fatura yatırmaksa ve bunu numaratörde belli ettiyseniz, sıranın size gelmesini beklerken ister kitap okuyun ister oyun oynayın. Çünkü daha çok zamanınız var.
Ayrıca kırkyılda bir fatura yatıranla bankayı sürekli kullananlar arasında fark oluyor. İşlem sıklığınız, önceliğiniz oluyor da diyebiliriz.
Durumu netliğe kavuşturduğumuza göre bundan sonra bankalarda “O benden sonra geldi, neden benden önce numarası yandı?” sorularını sormanıza gerek kalmayacak. Sizden sonra gelenlerin de artık hangi kategoride olabileceğini bildiğiniz için sinir olmak yerine sakince beklemeye devam edebilirsiniz.